Ana SayfaRAPOR-MAKRO EKONOMİ VE STRATEJİ(DENİZBANK)----

RAPOR-MAKRO EKONOMİ VE STRATEJİ(DENİZBANK)

05 Mart 2012 - 10:11 borsagundem.com

Denizbank Tarafından Hazırlanan Haftalık Makro Ekonomi ve
Strateji Raporu:
"*ECB ikinci likidite operasyonunu gerçekleştirdi. Avrupa Merkez
Bankası (ECB) bankalara sağladığı 3 yıl vadeli (%1 faiz ile) likidite
operasyonunun (LTRO) ikincisini gerçekleştirdi. ECB?nin bankaların
talebi kadar likidite sağlayacağını açıklamasının ardından 800 AB
bankasından 530 milyar Avro?luk talep geldi. 21 Aralık?ta birinci
gerçekleşen operasyonda 523 AB bankası 489 milyar Avro?luk finansman
sağlamıştı.
*Almanya Yunanistan?a verilecek kurtarma paketini onayladı.
Almanya parlamentoda Yunanistan kurtarma paketini büyük bir çoğunlukla
kabul etti. Oylamaya katılan 591 milletvekilinden 496?si pakete ?Evet?
oyu verirken 90 milletvekili ise ?Hayır? oyu verdi. Oylanan kararda
Yunanistan?ın verdiği sözleri tutması ve özel sektör kreditörlerinin
borçlarını yeninden yapılandırmayı kabul etmesi şartında ibaresi yer
aldı.
*S&P Yunanistan?ın notunu ?tercihli temerrüt?e düşürdü.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P Yunanistan?ın kredi
notunu ?tercihli temerrüt? seviyesine çektiğini duyurdu. Karara
gerekçe olarak ise özel sektör katılımı (PSI) diye adlandırılan 206
milyar Avro?luk borç yeninden yapılandırılması gösterildi. Yunan
Maliye Bakanlığından gelen açıklamada Yunanistan?ın 12 Mart?ta büyük
alacaklılarla borç takası (swap) tamamlanana kadar temerrütte
kalacağını ve PSI?lar bittikten sonra tekrar kredi notunun eski
seviyeye çıkacağı bildirildi. S&P?den yapılan açıklama da maliye
bakanlığını teyit eder nitelikte oldu.
*Yunanistan kurtarma fonunun yarısı ertelendi. Euro Bölgesi maliye
bakanları gerçekleştirdiği Brüksel toplantısının ardından daha önce
onayladıkları 130 milyar Avro?luk kurtarma paketinin yarısını erteleme
kararı aldı. Yapılan açıklamada fonun kalan 71.5 milyar Avro?luk
kısmının Yunanistan?a teslim edilmeden önce AB ve IMF tarafından daha
önce şart koşulan 38 maddenin uygulandığına ve 206 milyar Avro?luk
özel sektör borç yeniden yapılandırılmasına dair ?detaylı bir rapor?
istendi.
*Yunanistan?da CDS?ler çalışmayacak. Yunanistan?da tahvil
yatırımcılarının iflas riskine karşı aldıkları sigorta işlevi gören
CDS kontratlarının çalıştırılmayacağı Uluslararası Takas ve Türev
Ürünler Kurumu (ISDA) tarafından duyuruldu. 15 kurul üyesi tarafından
yapılan oylamada iflas gerçekleşmediği yönünde karar verildi.
Açıklamada ayrıca Yunanistan sürecinin daha gelişmekte olduğu ve
alınan bu kararın CDS?lerin gelişmeler doğrultusunda ileri tarihlerde
ödenmesine bir engel oluşturmadığı belirtildi. Eğer CDS?ler
tetiklenmiş olsaydı CDS sahiplerine 3.2 milyon $?lık ödeme yapılacaktı.
*Bernanke?nin açıklamalarıyla Altın sert değer kayıpları yaşadı.
ECB?nin gerçekleştirdiği likidite operasyonunun ardından açıklamalarda
bulunan FED Başkanı Ben Bernanke?nin konuşması piyasalarda etkili
oldu. Bernanke üçüncü bir parasal genişleme sinyali vermezken, son
dönemde olumlu gelen ABD verilerine rağmen, ekonomik toparlanma
hakkındaki sorunlara dikkat çekti ve istihdam piyasasını ?normalden
çok uzak? olarak değerlendirdi. Açıklamaların ardından Altın yaklaşık
100 $?lık bir düşüş yaşayarak ile 1700 $ civarına geriledi.
*ABD?de İşsizlik Maaşı Başvuruları Mart 2008?den bu yana en düşük
seviyelerinde. 25 şubat itibariyle ABD haftalık işsizlik maaşı
başvuruları verisi bir önceki haftaya göre 2 bin kişi azalarak 355 bin
olan piyasa beklentisinin altında 351 bin olarak gerçekleşti ve 4
yılın en düşük en düşük seviyelerine gerilemiş oldu.
*ABD?de ISM Üretim endeksi beklentilerin altında gelse de
genişlemeye işaret etti. ABD?de açıklanan Şubat ISM üretim endeksi
54.5 olan piyasa beklentilerinin altında kalsa da 52.4 ile genişlemeyi
işaret etti. Endeks Ocak ayında 54.1 seviyelerindeydi. 6 Aylık
hareketli ortalama olan 52.7?nin altında kalan endeks Ekim ayından bu
yana ilk defa bir yavaşlamayı işaret etmiş oldu.
*Çin PMI endeksi arttı. Çin?de açıklanan resmi PMI endeksi Şubat
ayında 0.5 puanlık artışla 51?e yükseldi ve sınırlı da olsa bir
genişlemeyi ve son beş ayın en yüksek seviyesini işaret etti. PMI?ın
alt endekslerinden ihracata yönelik yeni siparişler ise PMI endeksini
yukarı taşıyan kalem oldu. Endeks Ocak ayındaki 46.9 seviyesinden 51.1
seviyesine yükseldi ve AB ve ABD?den gelen talebin arttığına dair bir
işaret vermiş oldu.
*Suudi Arabistan ile ilgili söylentiler petrolü yukarı taşıdı.
Suudi Arabistan?ın ana petrol hatlarından birinde patlama
gerçekleştiğine yönelik çıkan söylentiler petrolün yukarı doğru sert
bir hareket ile 126 $?ın üzerine çıkmasına neden oldu. Orta Doğu
Medyasında yer alan haberlere Suudi yetkililer tarafından yalanlama
gelmesinin ardından petrolde sınırlı gevşeme yaşandı.
*Dış Ticaret Dengesi Ocak ayında 6.3 milyar $ olan piyasa
beklentilerinin üzerinde 7 milyar $?lık bir açık verdi. Ocak ayı
verileri incelendiğinde açığın bir önceki yılın aynı ayına göre %5
daraldığı görülürken ihracatın %9 artarak 10.4 milyar $?a ithalatın
ise %3 artarak 17.4 milyar $?a yükseldiği görülüyor. 12 aylık dış
ticaret açığı 105.9 milyar $?dan 105.5 milyar $?a geriledi ve Ekim
ayından bu yana süregelen gerileme trendini devam ettirdi. Ekim ayında
tarihi zirvesine yükselen dış ticaret açığı 106.6 milyar $
seviyesindeydi.
*Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış verilere bakıldığında,
ihracatın bir önceki aya göre %1.3 azaldığı ithalatın ise %3.2
oranında arttığı görülüyor. 2011?in son çeyreğinde görmeye alıştığımız
ihracatın, ithalattan daha hızlı büyüme sergilediği tablo üç ay sonra
ilk defa değişmiş oldu.
*İhracata ülke bazında bakıldığında ise ülke ağırlıklarında ciddi
değişiklikler görülmedi. AB ile yapılan ihracat geçen yılın aynı ayına
göre %0.9 gerilerken, toplam içindeki payı %43.5?e indi. Buna karşın,
Almanya?nın toplam ihracattan aldığı pay artış gösterdi.
*Ocak ayı verilerinde dikkat çeken başka unsur ise Enerji Dışı
Açık?taki daralma oldu. 12 aylık Enerji Dışı Denge Ekim ayında
bulunduğu 61.2 milyar $?lık seviyesinden 57.2 milyar $ seviyesine
geriledi.
*Cari açığın en önemli öncü göstergelerinden olan Dış Ticaret
Açığı Ocak ayında beklentilerden daha yavaş da olsa gerilemeye devam
etti. MB?nin de son PPK tutanağında belirttiği gibi iç ve dış
talepteki dengelenme sürecinin devam etmekte olduğu görülüyor. Ayrıca
enerji dışı ticaret açığın daralma trendinin belirginleşmesine rağmen,
enerji açığının artış trendini devam ettirmesi Ocak ayı verisinde öne
çıkan noktalar arasında yer alıyor.
*İşsizlik oranı 2011 yılında bir önceki yıla göre %2.8 azalarak
%9.8 olarak gerçekleşti. İşsiz sayısı bir önceki yıla göre 431 bin
kişi azalarak 2.62 milyon olarak gerçekleşti. Tarım dışı işsizlik ise
geçen yıla göre 2.4 puanlık bir düşüş ile %12.4 olarak gerçekleşti.
İşsizlik Oranı 2010 yılında %11.9 olarak gerçekleşmişti.
*İstihdam verileri incelendiğinde geçen yıl işsizlik oranının
çalışan havuzunun artmasına rağmen geriledi görülüyor. 2011 yılında
İşgücüne katılım oranı %49.9 olarak gerçekleşti ve geçen yıla göre 1.1
puanlık bir artışı işaret etti.
*2011 yılında istihdam edilenlerin sektörel dağılımına bakıldığı
zaman, istihdam edilenlerin %25.5?inin tarım, % 19.5?inin sanayi,
%7?si inşaat ve %48.1?inin ise hizmet sektöründe istihdam edildi.
Sanayi sektörünün toplam istihdam içindeki payı bu dönemde 0.7 puan
ile payı en çok artan sektör olarak öne çıkarken, hizmet sektörünün
payının ise ilgili dönemde 0.5 puan azalması dikkat çekti.


ECB Üzerine Düşeni Yaptı, ama Problemler Henüz Bitmedi...

Son haftaların kuşkusuz en önemli gelişmesi Avrupa Merkez
Bankası?nın yapacağı ikinci uzun vadeli fonlama operasyonuydu.
Aralık?taki ilk fonlamada AB dahilinde 523 bankaya %1 faizle 3 yıl
vadeli 489 milyar Avro verilmişti. 29 Şubat?ta yapılan ikinci
fonlamada bu rakam da aşıldı ve fonlama miktarı 530 milyar Avro?a
çıktı. Teminat koşullarının gevşetilmesi sayesinde ikinci fonlamadan
yararlanan banka sayısı 800?e çıktı. Banka bazında kimin bu fonlamadan
ne kadar faydalandığı açıklanmamış olsa da ülke bazında detayları
biliyoruz. Buna göre bankacılık sistemlerinde problem yaşayan İtalya,
İspanya ve Fransa 1 trilyon Avro?nun üzerindeki toplam fonlamanın %
61?ini aldı. Bu anlamda, ECB?nin bu hamlelerinin çok başarılı
olduğunu, bunun hem AB?ye ilişkin risk göstergelerinin hızla
düzelmesinden hem de global piyasaların son 2.5 aylık döneminde
yaşanan güçlü ralliden rahatlıkla söyleyebiliriz ki bunları zaten son
aylardaki raporlarımızda detaylı olarak yazıyorduk.
Fakat bu raporumuzda madalyonun öteki yüzüne bakacağız ve sistemin
önündeki 3 temel probleme değineceğiz.
1- Bu kaynaklar kredilere yönelmedi: Başta İtalyan ve İspanyol
bankaları olmak üzere alınan bu kaynakla aktiflerdeki devlet
tahvillerinin payı önemli oranda arttırıldı. Buna paralel %7?li
seviyelerin üzerine çıkmış olan İtalya ve İspanya 10 yıllık tahvil
getirileri bugün itibarıyla %5?in altına indi. ECB?nin bu denli devasa
bir kaynağı bankalara verirken ikinci bir amacı da bankaların bunu
kredilendirme faaliyetlerinde kullanmasıydı.
Fakat, yandaki tabloda görülebileceği üzere bu dönemde bankaların
tüketici ve (banka dışı) şirket kredi faaliyetlerinde bir değişiklik
olmadı.
2- ECB?ye bağımlılık artıyor: ECB dışındaki fonlama kaynaklarında
sorunlar var. Örneğin, İtalya?da son dönemlerde mevduat faizleri hızlı
bir şekilde artıyor fakat mevduatlar yerinde sayıyor. Hatta Yunanistan
ve Portekiz gibi ülkelere baktığımızda mevduat hacimleri geriliyor.
Toptan fonlama tarafına baktığımızda resim çok daha kötü. AB içinde
bankalararası likidite mekanizmaları halen sorunlu bir şekilde
işliyor. Bankalar birbirlerine kredi açmak istemiyor, ya da çok çok
kısa vadelerle kredi açmaya yanaşıyor. Okyanus aşırı ülke bankalarının
AB bankalarına karşı tutumu da çok farklı değil. Örneğin geçen yıl AB
bankalarına kredi verme faaliyetlerini durdurduğunu açıklayan Citibank
son dönemdeki olumlu gelişmelerin ardından fonlamaya tekrardan başladı
fakat, sadece çok yüksek kredi notuna sahip birkaç AB bankasını kısa
vadelerle fonlamayı tercih ediyor.
3- Reformlar yavaşladı: Fonlama dışında AB bankalarının dört temel
problemi daha var: i- likidite, ii- bilançolardaki sorunlu varlıklar
(ki en başta devlet tahvilleri geliyor), iii-sermaye açığı ve
iv-ekonomik aktivitenin yavaşlaması nedeni ile iş modellerinin karlı
çalışamaması. ECB bu fonlamaları yaparken bizce şu şekilde bir oyun
planı tasarladı: ?verdiğimiz kaynakla bankaların likidite/fonlama
problemini ortadan kaldıracağız, bankalar bu kaynakların bir kısmını
devlet tahvillerine yatıracak (faizler gerileyeceği için aktifte
sorunlu varlık problemi ortadan kalkacak), bankalar %1?le aldıkları
kaynağı %5?in üzerinde getirisi olan İtalya tahviline yatırırlarsa 400
baz puanın üzerinde bir faiz marjı ile tekrardan karlı çalışma
modeline ulaşmış olacaklar, bu yüksek karları sermayelerine ekleyerek
sermaye açığı problemini de çözmüş olacaklar?Bundan sadece bankalar
değil ülkeler de faydalanmış olacak. Daha önce % 7?nin üzerinde
borçlanan İtalya %5?in altına inen faizleri sayesinde rahatlıkla
yeniden borçlanabilecek?
Oldukça mantıklı ve etkili bir oyun planı ama iki kırılgan noktası
var. İlki, ülke borcunun sürdürülebilirliği sadece borç yükü
üzerindeki faiz oranına değil aynı zamanda bütçe performansına da
bağlı. ECB?nin fonlamaları sonrasında rahatlayan sorunlu ülkelerden
son günlerde reformlarda yavaşlama emareleri geliyor. Örneğin,
Fransa?nın Nisan?daki başkanlık seçimlerinin en güçlü adayı olan
Hollande emeklilik yaşını 62?den 60?a çekmeyi planladığını açıkladı.
İspanya?da da benzer şekilde bugünlerde 2012?nin bütçe hedeflerini
nasıl gevşetebiliriz tartışmaları başladı ve AB ile daha önce
kararlaştırılan %4.4?lük bütçe açığı hedefi %5.8?e revize edildi.
İkinci kırılgan nokta ise sorunlu ülkelerin büyü(yeme)mesi ile ilgili.
Çünkü Borç / GSYİH oranını makul seviyelere çekebilmek için bütçe
(pay) kadar büyüme (payda) performansı da çok belirleyici. Fakat
yandaki grafikten görüleceği üzere ECB?nin yaptığı 1 trilyon Avro?nun
üzerindeki fonlama sonrasında da bu ülkelere ilişkin 2012 büyüme
tahminleri negatif ve halen aşağı doğru revize edilmeye devam ediyor.
Bütçe tarafındaki olumlu performans büyüme ile desteklenmediği
müddetçe düzlüğe çıkıldığını söylemek çok mümkün değil.
Özetle, bankalar 1 trilyon Avro?yu ECB?den hibe olarak almadı, 3
yıl sonra vadesi geldiğinde geri ödeyecekler. İş modelleri karlı
çalışmazsa, hatta bu parayı yatırdıkları kaynaklar (ülke tahvilleri)
batarsa ya da son Yunanistan örneğinde gördüğümüz üzere saç tıraşına
maruz kalırsa hem bankaları hem de sistemi daha büyük problemler
bekliyor olacak. Bu nedenle atılması gereken dört temel adım daha var
(ve maalesef bu adımların önemli bir kısmını AB?nin bugün içinde
bulunduğu durumun baş müsebbibi olan politikacılar atmak zorunda). 1-
(politik kaygılar bir tarafa bırakılıp) Bütçe tarafındaki reformlara
olanca hızıyla devam edilmeli, 2- büyümeyi teşvik edecek önlemler
alınmalı, 3- bankacılık sistemindeki yeniden yapılandırma çabaları
sürmeli ve 4- Yunanistan?da yaşanan sonun (iflas) diğer sorunlu
ülkelerin başına gelmesini önlemek için 500 milyar Avro?luk ESM
kurtarma fonu en azından 2 trilyon Avro?ya çıkarılmalı (İtalya ve
İspanya?nın toplam tahvil miktarı 2.3 trilyon Avro)"

******

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım
danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti,
aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen
bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı
sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve
tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine
dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk getiri
tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer
alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize
uygun sonuçlar doğurmayabilir...

*******

Foreks Haber Merkezi ( [email protected] )
http://www.foreks.com
http://twitter.com/#!/ForeksTurkey