Ana Sayfa2012 YILI İŞSİZLİK ORANI TAHMİNİMİZİ YÜZDE 11 OLARAK KORUYORUZ-OKFRAM----

2012 YILI İŞSİZLİK ORANI TAHMİNİMİZİ YÜZDE 11 OLARAK KORUYORUZ-OKFRAM

16 Mayıs 2012 - 09:48 borsagundem.com

Okan Üniversitesi Finansal Riskleri Araştırma ve Uygulama Merkezi
(OKFRAM), Yıl genelinde yüzde 4'lük büyüme tahminine paralel olarak,
2012 yılı işsizlik oranı tahminlerini yüzde 11 olarak korudu.
OKFRAM'ın istihdam ile ilgili hazırladığı raporda, "?Şubat ayı
istihdamı, imalat sanayindeki yavaşlama ve hizmetler sektöründeki
hafif yataylaşma eğilimine paralel olarak görece yavaş bir artış
sergiledi. İnşaat sektörü istihdamında soğuk geçen kış ayları sebebiyle
negatif büyümenin gözlenmesi de istihdam artışı dizginleyen nedenler
arasında yer aldı. OKFRAM olarak, önümüzdeki dönemde, hizmetler
sektörü talebindeki yavaşlama beklentileri ışığında işsizlik
oranlarının hafif düzeyde yükselişini sürdürmesini beklemekteyiz.
Yıl genelinde %4?lük büyüme tahminimize paralel olarak, 2012 yılı
işsizlik oranı tahminimizi %11 olarak koruyoruz." denildi.
Raporda şu bilgiler verildi:
"TÜİK tarafından son açıklanan istihdam verilerine göre, Şubat
ayında mevsimsellikten arındırılmış (ma) işsizlik oranı 9.1 ile bir
önceki yılın aynı dönemine göre 1 puan gerilerken, bir önceki aya göre
0.1 puan yükseldi. 2008 krizi sonrasında hızla yükselen işsizlik oranı
(ma), 2009 yıl ortasında düşüş trendine girerek 2011 yıl başında kriz
öncesi seviyeleri yakalamıştı. İşsizlik oranındaki düşüş trendi hala
korunmakla birlikte, 2012 Ocak ayından itibaren ekonomide alınan
soğuma sinyallerine paralel olarak işsizlik oranlarındaki düşüşün hız
kestiği gözlenmektedir. Söz konusu işsizlik oranının son iki yıllık
ortalaması 10.6 olup, ekonomik konjonktür içinde bu seviyelere doğru
yükseliş yaşanması mümkündür. Türkiye'nin çalışabilir nüfusu 54.36
milyon olup, geçen yılın aynı dönemine göre %2.2 artmıştır.
Mevsimsellikten arındırılmış işgücüne katılma oranı %49.4 ile bir
önceki yılın aynı dönemine göre 0.5 puan azalmıştır.

İstihdamda Hizmetler, İnşaat ve Tarım Güç Kaybederken, Sanayi
Direniyor?

Sektörel olarak yıllık istihdam artış hızlarını incelendiğimizde
birkaç ay öncesine kadar sanayi ve tarımdaki yavaşlamanın, hizmetler
ve inşaatla dengelendiği gözlenmekteydi. Hizmetler sektörü
istihdamının özellikle 2012 yılbaşından itibaren yavaşlamaya başlaması
ve sert geçen kış sebebiyle inşaat ve tarım sektörü istihdamının
yıllık bazda ilk kez azalma göstermesi, dengeli yapıyı şimdilik bozmuş
gözükmektedir.
Mevsimsellikten arındırılmış verilere göre Şubat ayında toplam
istihdamın, bir önceki yılın aynı dönemine göre %2.35 artarak, bir
önceki aya göre ise %0.6 oranında azalarak 23.33 milyon düzeyinde
gerçekleşmiştir. Şubat ayında istihdamın sektörel dağılımı
hizmetlerde %51.1, tarımda %23, sanayide, %20.1, ve inşaatta %5.6
düzeyinde gerçekleşmiştir. Bir önceki yılın aynı ayına göre sektörel
istihdam değişimine bakıldığında hizmetlerde %6.1 ve sanayide %0.7
artış gözlenirken, inşaatta %2.4 ve tarımda %2.6 oranında azalma
gerçekleşmiştir. Bu, inşaat ve tarım sektörü istihdamında gerçekleşen
son iki yılın ilk negatif yıllık büyümeyi temsil etmektedir. Bir
önceki aya göre değişimlere bakıldığında ise inşaat sektörü %9 ile
istihdamın en hızlı azaldığı sektör oldu. Bu, daha çok soğuk geçen kış
mevsiminden kaynaklandı.
Küresel Ölçekte Sektörlerin Gelir ve İstihdam Görünümü Türkiye,
hizmet sektöründe %46 gelir, %50 istihdam payı ile orta gelir grubu
(MIC's) ülkelerini yansıtıyor.
Son 30 yılda yüksek gelir grubu ülkelerde sanayi gelirlerinin
hasıladaki payı %40'lardan %30'lara gerilerken, bu oranın düşük gelir
grubu ülkelerde %30'dan %40 düzeyine yükseldiği gözlenmektedir. Bu,
endüstrileşmesini tamamlamış olan gelişmiş ülkelerde artık
sürdürülebilir ekonomi kavramının da giderek daha ciddiye alınması ve
böylece ters endüstrileşme sürecinin başlamasının bir sonucudur.
Küresel ölçekte sektörlerin gelir ve istihdamdaki paylarına
bakıldığında hizmetler sektörünün hasıladaki payı yüksek gelir grubu
ülkelerinde %70, orta gelir grubunda %50, düşük gelir grubunda ise
%35'lerde olduğu, Türkiye'nin ise %46 ile orta gelir grubu ülkelerin
(MIC's) arasında yer aldığı söylenebilir. Bu pay 2000 yılından bu yana
5 puan artmıştır. Hizmet sektöründe çalışanların toplam istihdamdan
aldığı pay ise yaklaşık %50 seviyesinde olup, bu görünüm ters
endüstrileşme sürecini yansıtır seviyededir. Ancak, Türkiye'nin henüz
sanayileşmesini tamamlayamamış bir ülke olması, bu geçişte sorunlar
yaşanmasına da sebep olmaktadır. Küresel ölçekte, hizmet ağırlık
büyüyen ekonomiler arasında ABD, Avustralya, Japonya ve İngiltere
gelmektedir. Küresel ölçekte sanayi gelirlerinin hasıladaki payına
bakıldığında yüksek gelir grubu ülkelerinde %30, orta gelir grubunda
%35 ve düşük gelir grubunda ise %40'lerde bulunmaktadır. Türkiye ise
imalat sanayinin hasıladaki payı %25 ile oldukça düşüktür. Bu oran
2000'den bu yana sadece 1 puan artmıştır. Sanayi sektöründe
çalışanların toplam istihdamdaki payı ise yaklaşık %15 ile gelirden
alınan payın altındadır. Tarım sektörünün hasıladaki payı %10,
istihdamdaki payı ise %36'dır. Yani, tarım çalışanının hasıla
yaratmadaki verimliliği oldukça düşüktür. Bu bakımdan çalışma
verimliliğin karşılaştırılmasında tarım dışı istihdam verilerinin
değerlendirilmesi sıklıkla tercih edilmektedir.
İstihdamdaki payı %50 olan Hizmetler Sektörüne ilişkin Güven
Endeksi, Nisan ayında Yataylaştı.
İstihdamı etkileyen bu temel sektörlerin izlenmesinde TÜİK
tarafından açıklanan Sanayi Üretim Endeksi ve Hizmetler Sektörü Güven
Endeksi gibi veriler takip edilmektedir. Sanayi üretim endeksinin Mart
ayındaki durumuna baktığımızda 128.6 olarak açıklanan endeks önceki
aya göre mevsimsellikten arındırılmış olarak %0.7'lik bir büyümeyi
göstermektedir. Hareketli ortalama süreci kullanarak hesapladığımız
orta vadeli tahmin bandımız 128-133 aralığındadır. Ancak, endeksin son
bir yıllık ortalama değeri 128 olup, bu seviyenin altında açıklanacak
endeks değerleri, sektör istihdamındaki bozulmanın da habercisi
olacağından, veriler dikkatle izlenmelidir. Bu, riske karşın, Diğer
yandan Nisan ayı Hizmetler Sektörü Güven Endeksi, son üç aydaki iş
durumu ve hizmet talebi için artışı gösterirken, gelecek üç aya
yönelik beklentiler için düşüş öngörüşü yansıtmaktadır. Buna göre,
gelecek dönemde, hizmet sektörü gelir ve istihdamında hafif bir güç
kaybının yaşanabileceğini işaret etmektedir.
Küresel resesyon konusundaki son gelişmeler ise Yunanistan'da
seçim sonrasında yeni hükümetin kurulamaması ve mali sıkılaştırma
politikalarındaki gecikmeler seçimlerin yenilenecek olması ve bu
çözümsüzlüğün ülkeyi eurodan çıkmaya zorlayacağı görüşlerinin risk
algısını artırması oldu. Çin, yavaşlama sinyalleri karşısında zorunlu
karşılık oranlarını düşürdü. Küresel resesyonun işsizlik verilerine
yansımaya başlamasıyla, önümüzdeki dönemde görece daha genişlemeci
politika uygulamalarına tanık olmaya devam edeceğiz.
Şubat ayı istihdamı, imalat sanayindeki yavaşlama ve hizmetler
sektöründeki hafif yataylaşma eğilimine paralel olarak görece yavaş
bir artış sergiledi. İnşaat sektörü istihdamında soğuk geçen kış
ayları sebebiyle negatif büyümenin gözlenmesi de istihdam artışı
dizginleyen nedenler arasında yer aldı. OKFRAM olarak, önümüzdeki
dönemde, hizmetler sektörü talebindeki yavaşlama beklentileri ışığında
işsizlik oranlarının hafif düzeyde yükselişini sürdürmesini
beklemekteyiz. Yıl genelinde %4'lük büyüme tahminimize paralel olarak,
2012 yılı işsizlik oranı tahminimizi %11 olarak koruyoruz.

Foreks Haber Merkezi ( [email protected] )
http://www.foreks.com
http://twitter.com/#!/ForeksTurkey