Ana SayfaRAPOR-PİYASALARDA GELİŞMELER/BEKLENTİLER(FİNANSBANK)----

RAPOR-PİYASALARDA GELİŞMELER/BEKLENTİLER(FİNANSBANK)

17 Eylül 2013 - 09:55 borsagundem.com

Finansbank( http://www.finansbank.com.tr ) Tarafından
Hazırlanan Günlük Bülten:
"PPK kararları bugün saat 2?de açıklanacak. TCMB?nin son
açıklamalarından hareketle, Para Politikası Kurulu?nun (PPK) politika
faizlerinin hiçbirinde değişikliğe gitmeyip, brüt döviz rezervlerini
kullanmak suretiyle döviz likiditesi sağlamaya devam edeceğini
düşünüyoruz. Bu doğrultuda, Kurul?un rezerv opsiyonu mekanizması (ROM)
üzerinde ayarlamalar yapması muhtemelen de, ROM?un alt dilimlerindeki
katsayıları (ROK) düşürmesi görülebilir. Anket sonuçları, politika
faizi üzerindeki öngörülerimizin ittifak halindeki piyasa
beklentileriyle örtüştüğünü gösteriyor. Ayrıca anket katılımcılarının
önemli bölümü, brüt rezervlerin kullanımını artırmak amaçlı bir
politika değişikliği öngörüyor. Muhtemel alternatifler arasında,
zorunlu karşılık (ZK) oranlarının aşağı çekilmesi en çok taraftar
toplayan beklenti iken, ROM üzerinden ayarlama yapılması da ciddi
sayıda ekonomist tarafından öngörülüyor.
Son dönemde, TCMB kısa vadeli faizleri şu anki değerlerinde sabit
tutacağını ifade etmişti. Dahası, Başkan Başçı sene sonunda dolara
karşı 1.92 seviyelerine geleceğin ifade ederek lirayı savunacağına
dair güçlü iddialarda bulunmuştu. Başçı, liranın zayıflaması ve
faizlerin artması seçeneklerine izin vermeyeceği için, TCMB?nin önünde
bir tek brüt rezervlerini kullanarak lirayı desteklemek kalıyor. TCMB
şu anda bunu, günlük döviz satım ihaleleri ile döviz likiditesi
sağlayarak yapıyor. Ancak, TCMB bunu brüt rezervlerinde bulunan,
bankaların munzam karşılıkları ve ROM?lar aracılığı ile tuttuğu döviz
rezervlerini kullanarak da yapabilir. Banka ekonomistleri ile yapılan
en son toplantıda, TCMB bu kaynakları ihtiyaç halinde
kullanabileceğini belirtmişti. Başçı?nın iddialı hedefini göz önüne
alınca, biz Kurul?un bu toplantıda brüt rezervleri kullanmak üzere
adım atmasını bekliyoruz.
Mevcut para politikası çerçevesinde, ROK ve ZK?ların ayarlanması,
Kurul açısından kullanılması en muhtemel araçlar olarak göze çarpıyor.
Bizce, uygun şekilde kullanıldığı takdirde ROK ayarlaması, bankaların
döviz fonlama maliyetlerinde değişiklik yaratmadan, yüksek miktarda
bir döviz likiditesi sağlayabilir. Bu yüzden, TCMB döviz fonlama
maliyetlerini düşürmek ve sonuçta kredi büyümesini desteklemek
niyetinde değilse, ROK?ları azaltmayı ZK?ları azaltmaya tercih
etmelidir.
Dahası, üst dilimlerde yapılacak bir ROK kesintisi, bankaları bu
mekanizmayı daha fazla kullanmaya teşvik edebileceği için, alt
dilimlerin düşürülmesi ile sınırlı kalan bir politika daha etkili
olacaktır.
Daha önceki yorumlarımızda belirttiğimiz gibi, artan küresel
faizler ve enflasyonist baskılara karşı, kısa vadeli faizleri
artırmaksızın, salt döviz likiditesi sağlamak, kalıcı biçimde liraya
istikrar sağlamak ve enflasyon görünümünü iyileştirmek için muhtemelen
yeterli olmayacaktır. Bu nedenle, FED?in tahvil alımlarını azaltmasına
ilişkin kararlarının ardından küresel koşullar olumluya dönmezse,
TCMB?nin politika duruşunu yeniden değerlendirmesini ve sene sonundan
önce gecelik borç verme faizini artırmayı gündemine almasını
bekleyebiliriz.
Temmuz-Ağustos bütçe verilerinde faiz harcamaları sert bir artış
gösterdi. Bütçe dengesi Temmuz ayında aylık 0.3 milyar lira fazla
verirken, Ağustos?ta 3.1 milyar lira açık verdi. 2012 yılında bütçe
dengesi Temmuz?da 1.6 milyar lira ve Ağustos?ta ise 0.25 milyar lira
olmak üzere, iki ayda da açık vermişti. Faiz dışı denge geçen yılın
aynı dönemlerine göre, iki ayda da önemli bir iyileşme kat etti. Faiz
dışı fazla, 2012 Temmuz?daki 4 milyar lira ve Ağustos?taki 4.2 milyar
lira seviyelerinden, sırasıyla 7.2 milyar lira ve 4.4 milyar liraya
yükseldi. Bu sonuç, faiz giderlerinde iki ayda da ciddi bir artışa
işaret ediyor.
Detaylara indiğimizde, faiz giderlerinin yıllık bazda Temmuz
ayında %63.8 ve Ağustos?ta ise %30.1 arttığını görüyoruz. Genel bütçe
dengesi ise Temmuz?da %29.9 ve Ağustos?ta %10.1 olmak üzere, görece
yavaş hızlarla artış gösterdi. Gelirler tarafında, yıllık bazda genel
bütçe gelirleri ve vergi gelirleri sırasıyla Temmuz ayında %32.3 ve
%22.1, Ağustos?ta da %5.5 ve %5 artış gösterdi. Son olarak, iç
talepteki kuvvetlenmenin ithalat faturasını büyütmesi sonucu,
ithalattan gelen vergi gelirlerinde de Temmuz?da %33.9, Ağustos?ta da
%29.6 oranlarında ciddi artışlar göze çarpıyor.
Sonuç olarak, Temmuz-Ağustos rakamları faiz dışı dengede
iyileşmeye ve faiz giderlerinde ise kötüleşmeye işaret etti. Faiz dışı
fazladaki artış, mali disiplin için olumlu bir işaretken, faiz
giderlerindeki kötüleşme yıl sonu bütçe hedeflerine ulaşma yolunda
aşağı yönlü risklerin varlığını gösteriyor. Yine de, faiz giderlerinin
yükselmesine rağmen, GSYH?nin %2.2?sine tekabül eden 2013 bütçe açığı
hedefinin ulaşılabilir olduğunu düşünüyoruz.
Haziran verileri işgücü piyasasında hafif bir bozulmaya işaret
etti. İşsizlik Haziran?da, Mayıs seviyesini koruyarak %8.8?de kaldı.
Bu veri geçen yılın aynı dönemindeki tüm zamanların en düşük işsizlik
oranı olan %8?e göre, 0.8 yüzde puanı değerinde bir artışa işaret
ediyor. Benzer şekilde, tarım dışı işsizlik oranı Mayıs?taki %11
seviyesinde kalarak, 2012 Haziran?daki tüm zamanların en düşük
oranından, 0.8 yüzde puanı yukarıda gerçekleşti.
Mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik %9.7?ye yükseldi. Bu
veri aylık bazda 0.1 yüzde puanı yükselirken, ulaştığı %9.7 seviyesi
2011 Haziran?dan bu yana görülen en yüksek nokta. İşsizliğin
detaylarına bakıldığında, işgücüne katılımdaki 38 binlik düşüşe
rağmen, çalışanların sayısındaki 53 binlik düşüş toplamda işsizlik
oranının artmasına neden oldu. Bu düşüşler aylık bazda sırasıyla 0.1
ve 0.2 yüzde puanı olarak gerçekleşip, işsizlik ve işgücü katılım
oranlarını sırasıyla %51 ve %46?ya çekti.
Hem Mayıs, hem de Haziran aylarında, işsizlikteki artış işgücüne
katılım oranındaki düşüşle beraber gerçekleşti. Yine de, işgücü
katılımının 2012 yılında ve bu yılın önceki aylarında önemli bir
ilerleme gösterdiğini düşününce ayrıca istihdam oranı da hesaba
katılınca, Haziran rakamlarını işgücü piyasası için genel olarak ciddi
bir sıkıntı olarak okuyamayız. Sanayi üretim verisi 3. çeyreğe iyi
başladığından, ilerleyen dönemde iş gücü piyasasında bu sağlam bir
görünüm izleyebiliriz. Yine de, ekonomideki aşağı yönlü risklerin ve
sermaye hareketlerindeki yavaşlamaların istihdama etkisini dikkate
almak gerektiğini düşünüyoruz.

Veri gündemi

Salı günü yurtiçinde PPK toplantısı yapılacak. ABD?de Ağustos ayı
TÜFE enflasyonu (Beklenti: %0.2) Euro Bölgesinde ise, Temmuz ayı dış
ticaret ve cari işlemler dengesi açıklanacak.

Piyasalar

Pazartesi sabahı 2.0090?dan işlem gören USD/TL, Suriye
gerginliğinin azalması ve Fed başkan adaylığıyla ilgili gelişmeler
neticesinde, sabah saatlerinden itibaren azalan bir trend etrafında
dalgalanarak ilerledi ve günü 1.9935?ten kapattı. USD/TL bu sabah
1.9980?den işlem görüyor.
Pazartesi sabahına 1.3360?dan başlayan EUR/USD paritesi, gün
içinde 1.3340-1.3385 aralığında dalgalandıktan sonra günü 1.3363?ten
kapattı. EUR/USD bu sabah 1.3335?ten işlem görüyor.
13 Mayıs 2015 vadeli gösterge tahvil faizi, Pazartesi sabahına
%9.03?ten başladı. Gün boyunca aşağıya gelen faiz günü %8.74?ten
kapattı.
2030 vadeli gösterge eurobond, 2 puanlık artışın ardından, günü
157.310?dan kapattı. 5 yıllık Türkiye CDS?i ise, 4 puanlık artışla
207?den işlem gördü."

******

Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeler yatırım
danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti,
aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen
bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı
sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve
tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine
dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk getiri
tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer
alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize
uygun sonuçlar doğurmayabilir.

*******

Foreks Haber Merkezi ( [email protected] )
http://www.foreks.com
http://twitter.com/ForeksTurkey