Borsalardaki rallide yatırımcıların yaptığı hatalar

BORSAGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

ABD borsalarında dikkat çekici günler yaşanıyor. Son üç aydır, kazanç kalitesi düşük şirketler, kazanç kalitesi yüksek şirketlere oranla daha yüksek performans gösterdi. Ve bu fark küçük değildi, aksine son yıllarda görülen en büyük miktarda gerçekleşti.

Kazanç kalitesi (EQ) şirket kazançlarının tutarlılığının göstergesidir. Tutarlı kazançlar işletmelerin sağlıklı olduğuna ve gelirlerinin tahmin edilebilir olduğuna işaret eder. Tutarsız kazançlarsa, en iyi ihtimalle tahmin edilemez ve sağlıksız işletmeleri yansıtır. En kötü senaryoda tutarsız kazançlar kısa vadecilik, hatta hilecilik anlamına gelebilir. Bu da şirketlerin, açıkladıkları ekonomik verileri yapay bir şekilde yükseltmek için hisse satışı ya da muhasebe değişiklikleri gibi yöntemler izlediğini akla getirir.

Yatırımcılar, genelde her çeyrekte tutarlı kazanç açıklamaları yapan şirketleri tercih ederler. Ve bunun karşılığında mükafatlarını da alırlar. 2000 yılından bu yana, kazanç kalitesi temelinde oluşturulmuş bir portföy, 2019 yılı sonuna kadar her çeyrekte Russell 3000 endeksini ortalama %2,5’lik bir değerle geçti. Diğer tüm faktörlerden farklı bir şekilde, bu modası geçen bir yöntem değil. İyi yatırımın değişmeyen ve tartışmasız bir ilkesi. Yani kazanç kalitesi, piyasa oynaklığı ve ekonomik dönemler karşısında etkilenmiyor.

Şimdiye kadar.

Piyasalar şimdilerde kurumsal kazançların kalitesiyle ilgilenmiyor. Tam aksine, özellikle korona virüs döneminde, büyük bir kazanç anomalisi görüldü.

Bu analiz, 150 milyon dolardan fazla piyasa değerine sahip olan tüm halka açık hisseler için geçerli. Bu durum oldukça tuhaf. Sanki yatırımcılar artık istikrarlı kazançlarla ilgilenmiyor, bunun yerine piyango biletlerini tercih ediyorlar. Peki neler oluyor?

Bu durumun açıklamalarından bir tanesi, fiyat aksiyonunun, piyasaya ani perakende para akışından kaynaklanıyor olması. Ücretsiz komisyon hesapları ve eğlence ihtiyacıyla yatırımcılar sanki 1999 yılındaymışız gibi alım yapıyor. Alımlarınıysa, detaylı kazanç açıklamalarının analizlerine ya da şirket verileri üzerine dayandırmıyor. Bunun yerine, hisselerinin ucuz olduğunu fark ettikleri bazı şirketlerin hisselerini alıyorlar ve bu hisselerin neden ucuz olduğunu düşünmüyorlar.

Ancak kısa vadeli alım satım yapan canı sıkılmış yatırımcılar, piyasalardaki bu gelişigüzel alımların tek açıklaması değil. Aslında, daha da derinlerde yatan bir nedeni var. Korona virüs krizi karşısında hükumetler ve merkez bankaları likidite kapaklarını açtı. Böyle bir ortamda, gerçek kurumsal kazançlar da bu kazançların kalitesi de önemsenmiyor.

Bu durum devam mı edecek? Bu cevap vermesi oldukça güç bir soru ancak cevap muhtemelen hayır. Er ya da geç, hisse fiyatları şirketlerin nakit akışlarını yansıtır hale gelecek. Bu da kazançların tutarlılığının ve miktarının yeniden önem kazanacağı anlamına geliyor.

Verisel bir bakış açısıyla, bu durum kazanç kalitesinin büyük bir felaket habercisi olduğu fikrini uyandırıyor. Güçlü şirketler, on yıllardır olduğu gibi yeniden zayıf şirketlerden daha iyi performans göstermeye başladığında, piyasaların ‘normalleştiğinin’ daha sağlıklı bir göstergesi olacak.

O zamana kadar, piyasaların kazanç kalitesini ne kadar süreyle görmezden gelebileceğini izleyeceğiz. Dramatik ekonomik ve toplumsal yıkım karşısında piyasaların rekor seviyelere çıkmasını kanıksamış bir dünyada, bu şimdiye kadar yaşanmış en ilginç olay olabilir.

Yatırımcılar kendilerine fazla güveniyor

Dolardaki sert düşüş yatırımcıyı altına yöneltiyor

Teknoloji hisseleri ve S&P 500 yükselirken dikkat çekenler

Sayfada yer alan bilgiler tavsiye niteliği taşımayıp yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırımcı profilinize uymayabilir.